Makaleler

Olumsuz Düşünceler

En kötüsünü, düşün sonra üzülmezsin. Gerçekten böyle mi yapmalı? Hazırlıklı olmakla , her daim tehlikeye karşı tetikte olmak farklı tutumlardır. En kötüsünü düşünmek, olumsuz düşünceler ‘in sinsice hayatın her alanına yayılmasını ve kişinin spontanlığını, hayattan aldığı keyfi ve kaliteyi düşüren bir şeye dönüşüyor.Kararlarımızı objektif olmaktan uzak ve yanlı bir hale sokuyor.

Kişi, çevresini ve dünyayı tehlikeli, güvenilmez ve korku dolu bir yer olarak algılamaya başlıyor.

Seçimleri neticesinde; üzülmemek , hayal kırıklığı yaşamamak adına çıkılan bu ironik yolda sonunda birey, kaygısının, bunaltısının, kararsızlığının ve şüpheciliğinin daha da arttığı bir döngüye giriyor.

Kaygı, uzak durmaya ve kaçınmaya çabaladıkça katlanarak büyür. 

Belirsizlikten uzak durmaya çabaladıkça yaşam alanı giderek daralır. Hayat belirsizliklerle dolu ve bu belirsizliklerle o a’na kadar edindiğimiz tecrübeler ve alet çantamızda biriktirdiklerimizle baş etmeye çabalıyoruz. Biriktirdiklerimiz ne kadar çeşitliyse ve uygun olanı kullanabilecek yetimiz ne kadar yerindeyse, meseleye kendimize has ve ‘gerçeğe daha yakın’ bir yerden yaklaşabiliyoruz.

Bunu bir metafor üzerinden düşünebiliriz; 

Çekiç kullanarak duvara zarar vermeden bir vidayı sökmezsiniz değil mi ? Bunun için bir tornavida veya kerpetene ihtiyacınız var.

Ancak siz her meselenin çekiçle tamir edilebileceğine inanıyorsanız bu ya alet çantanızda yeteri kadar ekipmanınızın olmadığına ya da onları gerekli yerde kullanabilecek esnekliğe/uyum gösterme becerisine sahip olmadığınıza işaret ediyor olabilir.  Tabii, bu durumu gelişimsel bir fırsat olarak da değerlendirebilirsiniz. 

Bu yüzden, muğlaklığı her zaman korku duyulacak bir alan olarak değil yeni şeyler deneyimlemeye bir fırsat, öğrenme, büyüme, gelişme ve ilerleme olarak algılamak ve meseleye bu yönden de bakabilmek tıkanmış olan nehrin önündeki seti açacak ve taşkınları büyük ölçüde engelleyecektir.

Buna, hazır olmak ya da olmamaksa elbette bir seçimdir. Ancak felaketleştirilmiş ve olumsuz düşünceler‘ den dolayı sıkışmış, endişelerinden dolayı kendini olduğu gibi ortaya koymakta güçlük çekmek seçimsiz bir seçim gibi durmaktadır.

Olumsuz düşünceler ile baş etmek için neler yapılabilir?

Kendinizi alternatif düşünceler üretmeye ve meseleye bu şekilde daha objektif ve gerçeğe daha yakın bir yerden bakmaya çalışabilirsiniz. Bunun için karşıt fikirleri savunan avukatlar gibi gündeminizdeki bir meseleyi ele alıp farklı bakış açıları geliştirmeye çalışabilirsiniz. Kör noktalarınızı keşfetmek zorlayıcı olabilir. Bunun için tarafsız olduğunu düşündüğünüz kişilerden destek alabilirsiniz.

Bu düşünceler bir an’da otomatik olarak ve siz farkında olmadan mı aklınıza geliyor? Eğer öyle olduğunu düşünüyorsanız düşüncelerinizi izlemek ve kaydetmek yararlı olabilir. Bazen direkt olarak sonuca atlamak geçicide olsa kolay ve belirsizliği ortadan kaldıran rahatlatıcı bir yöntem olarak görülebilir. Ancak bu bir düşünme kalıbı haline geldiğinde, olayları değerlendirmek otomatik olarak, bireyi, olumsuzu düşündüğü bir döngüye sokar. Bu bağlamda, otomatik düşüncelerinin farkında olmak, onlara eleştirel bir bakış açısı ile yaklaşabilmek ve alternatif bakış açıları geliştirebilmek düşünceler üzerinde ki hakimiyeti ve farkındalığı arttıracaktır. Hemen sonuca atlamaktansa, muhakeme etmeyi mümkün kılacaktır.

Öte yandan, olumsuz düşünceler ‘inizin kaynağı ‘şimdi ve burada’ olan nesnel meselelerle mi ilgili yoksa bunlar geçmiş yaşantıların etkisi ile mi ortaya çıkıyor? Tüm bu olumsuz düşüncelerin kaynağı  çözümlenmemiş bitmemiş meselelerin tortusu olabilir mi?

Bu inançların ne kadarı size ait ? Bunlar nesiller arası aktarılan ve şimdi de sizin taşıyıcısı ve neferi olduğunuz olgular olabilir mi? Öyle olduğunu düşünüyorsanız; yaşamınızı zaten çizilmiş ve arşınlanmış olan yollardan mı ilerleteceksiniz? Yoksa kendiniz için alternatif patika yollar bulmaya niyetiniz var mı?

Zaman zaman çizilmiş yolları ziyaret ederiz bu bir taslak ve öngörülebilirlik sunar . Kendimizi daha güvende hissettirir. Bunu duygusal yakıt ikmal noktası olarak düşünebiliriz. Ancak kendi seçimlerimizi yapabilecek olmanın esnekliğine sahip olmak da gerekir. Aksi halde kendimizi varoluşsal olarak yaşanmamış veya taklit bir yaşamı sürdürürken buluruz.

Tüm mücadelemiz ‘O’ olmamaya ya da O’nun gibi olmaya dönüşürken, kendimizi yolda unutuveririz.

Klinik Psikolog Batuhan Bilen

Loading

Bir cevap yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Call Now Button