Makaleler

Durmayan Düşünceler

Bir derin dehliz
Dibi seçilmeyen
Yine, yeniden tekrar edip
Sesini duyurmaya çalışan
Sahipsiz kalmış anılar
Duygular...

Kimilerimiz, düşüncelerini bir türlü durdurmadığından ve onları kontrol altına alamamaktan yakınır. Bu durum, kimi zaman öyle bir hal alır ki kişi kendini günlük işlerini dahi yapamazken bulur. Yaşamının büyük bir bölümü, buraya harcamış olduğu enerjiden etkilenir. Tekrar edip, yineleyen, birden bire ortaya çıkan, sokuntulu ve engellenmeyen düşünceler birbirini takip eder. Bu düşüncelerin içerikleriyse; felaketleştirilmiş senaryolar, uzak ya da yakın geçmişe yönelik olumsuz yaşantılar, bulaşma (mikrop, hastalık, kir vs.), zarar verecek ya da görecek olmaya dair imgeler, kuşku ve emin olamamaya dair bilişler (musluğu kapattım mı?, kapıyı kilitlendim mi?), metafizik olaylara duyulan saplantılı düşünceler gibi çeşitli formlarda olabilir. Ancak, elbette her kuşku duyan ya da kendini alamaz bir biçimde pişman olduğu şeyleri düşünen birini bu sarmalın içinde değerlendirmek yanlış olacaktır.

Hepimiz çeşitli eğilimleri az ya da çok olarak sergileriz. Kimimizin bu yönleri, bilhassa olaylarla baş etmekte güçlük çektiği anlarda daha baskın bir şekilde devreye girer. İşler, kişinin işlevselliğini ve yaşam kalitesini etkilediği boyutlara ulaştığında ise karışır. Kişi, bütün bu tekrarlayan ve ona sıkıntı, bunaltı veren durumla baş edemez hale geldiğindeyse, burada bir psikopatolojiden söz edilebilir.

Bastırılan elbet geri döner!

Bastırılmış olan öfke, psikolojik acı, üzüntü, yas, kayıp, utanç, pişmanlık, suçluluk bu her neyse, elbet geri dönecektir. Kişinin bilişsel ve duygusal olarak işlemediği, iç ruhsal gerçekliğinde sembolize edemediği ve bir temsili olmayan her olgu bir anlamda sahipsiz kalacak ve kendine geri dönmek için uygun anı kollayacaktır. Bu uygun an’sa genelde, kişinin direnç eşiğinin düştüğü an’a denk düşer. Kriz anlarında, ani yas reaksiyonlarında baş etmek için inkar ve bastırmak ilk aşamada işlevsel olsa da bir süre sonra özellikle, duygulardan yalıtılmış olan bu anı parçacıkları, kendine bir alan açılmadığı için ifade bulamayacaktır. Biriktirilmiş olansa; zamansız, mekânsız ve ansızın ortaya çıkan düşüncelerde vücut bulacaktır. Kişinin bedeni, zihni ve duyguları bir anlamda kayıt tutar. Eğer bütün ifade kanalları tıkanmışsa, uygun zaman geldiğinde, biriken bu tortular, düşünceler aracılığıyla adeta temsil edilip kendilerini bir forma sokarlar. Bilinçdışına itilmiş olanlar farkında olmaksızın geri dönmüştür. Bunun elbette başka yolları da vardır ancak başta bahsettiğimiz kişisel psikolojik eğilimler bunda etkili rol oynar.

Kişinin yadsıdığı tarafları bütünleşmedikçe de bu ikircikli ve çatışmalı ortamda içsel huzur sağlanamayacaktır. Hepimizin içinde, öfkelendiğinde zarar vermeyi düşünen, uygunsuz şeylerin aklına geldiği zamanlar vardır. Ancak burada önemli olan, düşünce ile eylem arasındaki farkı görebilmektir. Bu yüzden kişinin her aklına geleni sanki onları faaliyete geçirmiş gibi değerlendirmesi yanlış bir tutum olacak ve kendini suçlamasına vb. hoşa gitmeyen duygulanımlara yol açacaktır. Kişinin birine zarar verdiği sahnelerin zihnine gelmesi ve bunları düşünmesiyle, birisine gerçekten zarar vermesi arasında önemli bir fark vardır!

Düşüncenin bu yönlü içeriğini ve sürecini zora sokan bir diğer etkense katı bir üst benliğe (superego) sahip olmaktır. İçselleştirilmiş sert ahlaki değerlere, otoriter, esneklikten yoksun, cezalandırıcı ve suçlayıcı içsel nesnelere sahip olmak kişinin kendini kabulüne ve bu süreçte kendisine karşı olan hoş görüsüne, tahammülüne ket vurabilir.

Bu bağlamda, belki de kapıyı çalana, durdurulması gereken “bir şey” olarak değil, aralanıp davet edilmesi gereken eski bir misafir olarak bakmak daha kapsayıcı olacaktır. Alınan tavır, durdurulması gereken bir düşmana takınılan tavır olursa, kişinin yaşam alanı git gide daha da daralacaktır.

Yeteri kadar kabul, esneklik, anlayış ve sevginin onaramayacağı hiç bir yara olmadığına inanıyorum.

Yeter ki, duygularınıza bir alan açmaya niyetiniz olsun. Gerisi gelecektir…

Uzm. Klinik Psikolog Batuhan Bilen

Loading

2 Yorum

Bir cevap yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Call Now Button